Selami Şahin, eski hayatını anlattı

Türk müziğinin efsane bestecisi ve yorumcusu Selami Şahin, Ben Bir Tek Kadın Sevdim, Seninle Başım Dertte, Alışmak Sevmekten Zor gibi popüler olmuş şarkılarıyla unutulmaz bir isim haline geldi.

Kariyeriyle sık sık gündem olan sanatçı, şimdi ise özel hayatına dair yaptığı açıklamalarla gündem oldu.

“Eşim benim için çok önemli”

Ceyda Düvenci’nin programına konuk olan Şahin, “Akıllı insanlar mutlu yaşar. Ben 38 yıldır evliyim, iki oğlum bir kızım var. Çocuklarımla arkadaş gibiyiz. Eşim benim için çok önemli. Bence insan, kendisine yapılmasını istemediği şeyi, başkasına yapmamalıdır” dedi.

“Çok fakirdik”

İstanbul’a ilk gelişinde yaşadıklarına da değinen Şahin, şunları söyledi: “Çok fakirdik, köyümüzde su ve elektrik yoktu. 15 yaşında evden ailemin rızasını alarak tahta bir bavulla tek başıma ayrıldım. İlkokul öğretmenimin ‘Sesin çok güzel, günün birinde şarkıcı olursun’ yorumuyla, şarkıcı olmak için Antakya, İskenderun, Adana ve Ankara’ya gittim. Bir sene dolmadan ‘Burada şarkıcı olunmaz’ diyerek 16 yaşında İstanbul’a geldim.


“Yatacak yerim yoktu”

İstanbul’da Yatacak yerim yok, çalışmam lazım. Lokantacıya, ütücüye sordum; ‘işçi lazım mı?’, değil. ‘Ben şarkıcı olamaya geldim. Annem babam çok fakir. ‘Onlara bakmam, çalışmam lazım’ dedim. Kocasını çağırdı. Allah rahmet eylesin, ikisi de vefat etti. Otelin sahibesi ‘Sevdim bu çocuğu’ diyerek, beni işe aldı. Otelin üst katında halıların, kilimlerin üzerinde yatıyordum.

“Köy küloduma cep diktim”

Tuvalet temizledim, yatak düzelttim, ütü öğrendim. Tarlabaşı’nda lokantada komilik yaptım. Kapıyı kilitliyorlardı, divanın üzerinde yatıyordum. Köy küloduma cep diktim, soğan ekmek yiyordum, kazandığım parayı da anneme ve babama gönderiyordum”

“Notayı kendim öğrendim”

Tüm Türkiye tarafından tanınma hikayesini de izleyicilerle paylaşan Şahin, şu ifadeleri kullandı: “17 yaşını bitirmek üzereyken ünlendim. Plakçılık o zaman Sirkeci’de bir iş hanındaydı. Orada iş buldum. Bestecilere ‘Ne olur amca bana plak yapın’ dedim. ‘Oğlum sen burada işçisin. Nota da bilmiyorsun’ dediler. Yoksa işten ayrılacağımı söyledim. Patron ‘Çocuğun sesini bir dinleyin’ dedi. Dinlediler ve ‘Böyle bir şey olamaz’ dediler. Üçüncü 45’likte ünlü oldum. Notayı da kitapların yardımıyla kendi kendime öğrendim. Hayatımın ilk bestesi, 1969-1970 yılında ‘Yalancı dünya gibi yalancısın’ (Sen Mevsimler Gibisin). Bu besteyle Altın Kelebek ödülünü aldım”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir