DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Gazeteciler katledildi diyen gazetecilere ve barolara soruşturmalar açıldı!

T24 Haber MErkezi

DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Küme toplantısında konuşuyor.

Bakırhan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda açıklamalarda bulunuyor. Bakırhan, bilhassa Türkiye’nin “Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan” Bölgesine yönelik ataklarında hayatlarını yitiren gazetecilere dikkat çekti ve bu olayları “insanlık suçu” olarak nitelendirdi.

Bütçe sürecinde emek ve ekmek savunuldu

Yaklaşık iki hafta süren bütçe sürecinin akabinde Bakırhan, süreçte gösterdikleri gayretler için bütçe komitesi, küme idaresi, milletvekilleri ve danışmanlara teşekkür ettiğini belirtti.

Anma ve saygı

Konuşmasına Kuzey-Doğu Suriye’de hayatlarını yitiren Cihan Alım ve Nazım Daştan’ı anarak başlayan Bakırhan, son beş yılda bölgede 13 gazetecinin öldürüldüğünü ve 7’sinin yaralandığını söyledi.

“Gazetecilik hata değildir”

Türkiye’nin SİHA’ları ile katledildiği argümanıyla gazetecilere ve barolara açılan soruşturmaları eleştiren Bakırhan, “Gazetecilik hata değildir” diyerek, bu mesleğin baskı ve zulümle susturulamayacağını tabir etti. Bakırhan, gerçekleri daha yüksek perdeden tabir etme daveti yaptı ve hakikate karşı vicdani bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Soruşturma ve tutuklamalar

Bakırhan, gazetecilerin ölümlerinin akabinde gerçekleşen tutuklama ve gözaltıları eleştirerek, iktidardan bu kabahatlerin hesabını sormaya devam edeceklerini belirtti. Gazetecilik faaliyetlerinin suçlamalarla gizlenemeyeceğini ve bu cins aksiyonların teşhir edileceğini söyledi.

“2024 yılı uğraşla geçti”

Bakırhan, “Bu yıl, emek ve direniş yılıydı, hakların gaspına geçit vermedik,” dedi ve “Özellikle mahallî seçimlerde yaşanan irade gasplarına karşı gayretimizi sürdürdük ve sürdüreceğiz.” sözlerinde bulundu.

Ekonomik kriz üzerine değerlendirmeler

Bakırhan, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizlere ve toplumsal adaletsizliklere de dikkat çekti. “2024 yılı, ekonomik krizlerin halkın hayatını derinden etkilediği bir yıl oldu,” diyerek, taban fiyat ve emekli maaşlarının alım gücünün önemli formda düştüğünü belirtti. İktidarın ekonomik durumun düzeldiğini sav etmesine karşın, “Emekliler 2024 yılını açlık ve sefalet yılı ilan etti” biçiminde konuştu.

İktidarın iktisat siyasetleri eleştirisi

Bakırhan, iktidarın iktisat siyasetlerini sert bir lisanla eleştirdi. “İflas bayrağını çeken yüzlerce şirket, siftah yapamadan kepenk kapatan on binlerce esnaf var,” diyerek, zenginleşen bir azınlık ile sefalet içinde yaşayan milyonlar ortasındaki uçuruma işaret etti. Ayrıyeten, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fakirlere “sabır” dilerken, ihale şampiyonu yapılan firmalara ve sermayeye ise sefahat dilediğini vurguladı.

“Bu kötülük ya bitecek ya bitecek!”

Bakırhan, konuşmasını, Pendik’te yaşanan trajik bir olayla sonlandırdı: “80 yaşındaki bir bayanın denize atlayarak intihar ettiği bu günlerde, iktidarın bu cins trajedilere kayıtsız kaldığına dair bir örnek daha.” Bu sözlerle, iktidarın toplumsal sıkıntılara karşı duyarsızlığını eleştirdi ve “Bu kötülük ya bitecek ya bitecek! Bir öteki seçenek yok,” dedi.

Suriye

Bakırhan, Suriye’deki gelişmelere de değindi ve Baas rejiminin çöküşünün yalnızca Suriye için değil, tüm bölge için bir dönüm noktası olduğunu belirtti. “Afrika Boynuzu’ndan Lübnan’a, Irak’a ve Afganistan’a kadar jeopolitik görüntüyü tekrar şekillendirecek bir süreçle karşı karşıyayız,” diyerek, bölgesel güç dengelerindeki değişimin altını çizdi. Suriye’de yaşananlar sonrasında, bölgesel ve global güçlerin dikkatinin Irak ve Yemen üzere bölgelere kaydığını, Lübnan ve Libya için de yeni senaryoların masada olduğunu ifade etti.

DEM Parti Eş Genel Lideri, Suriye savaşının demokrasi, iç barış, insan haklarına hürmet ve halkların idarede kelam sahibi olmalarının değerini bir defa daha gösterdiğini vurguladı. “Suriye’de barışın yolu Şam’dan, Kobani’den, Halep’ten, Lazkiye’den ve Süveyda’dan geçiyor,” dedi ve tahlilin etnik ve dini çeşitliliği kabul ederek, tüm toplulukların iştirakiyle mümkün olacağını söyledi.

İktidara da davette bulunan Bakırhan, “Eğer içerideki Kürt düşmanlığından ötürü Halep’te çaldığınız mehter marşı durduysa, artık tefekkür vaktidir,” diyerek, iktidarın Ortadoğu gerçekleri üzerine düşünmesi gerektiğini belirtti.

Bakırhan, Türkiye’nin Suriye siyaseti hakkında çarpıcı tenkitlerde bulundu. “Türkiye bir yandan ‘bu yüzölçümü ile yetinmemeliyiz’ diyor, başka yandan Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız diyor,” diyerek, Türkiye’nin bu çelişkili tavrını eleştirdi. Ayrıyeten, Türkiye’nin SMO üzere güçleri ve paralı askerleri kullandığını tez ederek Kuzey-Doğu Suriye Özerk İdaresi’ne hücumlar düzenlediğini ve bölgenin istikrarını bozduğunu tez etti.

Özerk idarenin müzakere davetlerine sert cevaplar verildiğini tabir eden Bakırhan, “Özerk idare tekraren müzakere elini uzatmasına karşın bu ele SİHA’larla, tanklarla cevap veriliyor,” halinde konuştu. Türkiye’nin, tarihi bağlardan bahsederken, Suriye’deki Kürtlerle olan gönül bağını neden göz arkası ettiğini sorguladı ve “Oraya attığınız her bombanın Türkiye’de Kürtlerin yüreğinde infilak ettiğini görmüyor musunuz?” dedi.

“Biz barış istedikçe siz barışa giden yolu dinamitliyorsunuz”

Bakırhan, iç barışın ehemmiyetine vurgu yaparak, “Biz iç barışımızı tesis etmek istedikçe, siz barışa giden yolu dinamitliyorsunuz,” sözlerini kullandı. Türkiye’nin iç barışının, sonun ötesindeki savaşla uyumlu olamayacağını belirtti ve Kürt halkının birlik çağrılarını desteklediğini, DEM Parti olarak bu mevzuda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduklarını söz etti.

Bakırhan, MİT Lideri’nin Şam’a yaptığı ziyareti öne çıkararak, “Eğer MİT başkanı araçla 5 saat seyahat yapıp Şam’a gidebiliyorsa, iktidar temsilcilerinin tez ettiği üzere bir güvenlik sorunu yoktur,” dedi ve Türkiye’nin Suriye siyasetindeki çelişkilere dikkat çekti. Bilhassa, Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye Özerk İdaresi ile yüz yüze diyalog kurmasının ehemmiyetini vurguladı: “Sayın Kalın, Sayın Fidan, Kobani’ye SİHA’dan bakmak yerine gidip, diyalog kurun. Suriye sizin ameliyat masanız değil, vazgeçin artık inkar ve savaştan!”

Suruç ve Nusaybin örneklerini vererek, huduttaki yakın uzaklıklara işaret eden Bakırhan, Kürtlerin sesinin sonlar ötesinden duyulabileceğini belirtti: “Suruç’un ötesi Kobani, Nusaybin’in ötesi Kamışlo. Hududun bu tarafından seslenseniz öteki taraf çok rahatlıkla duyar.”

Kürtlerin milletlerarası alandaki pozisyonuna da değinen Bakırhan, “Lütfen herkes şunu uygun bilsin. Bugün Birleşmiş Milletler’e üye yaklaşık 205 ülke var. Türkiye dışında tek bir ülke Suriye’deki Kürtlere karşı değil,” diyerek Türkiye’nin izolasyonuna vurgu yaptı. Kürt halkının haklarına karşı savaş açan tek ülke olarak Türkiye’nin durumunu eleştirdi ve “Tüm dünyada bir tek Türkiye, Kürt halkının haklarına karşı savaş ilan ediyor, tehditler savuruyor,” formunda konuştu. Bakırhan, kimse için “terör parantezi” açmaması gerektiğini, “Kürt düşmanı değilim” denmemesi gerektiğini belirtti, zira bu durumun artık inandırıcı olmadığını savundu.