Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine nazaran, Adalet Bakanlığına ilettiği dilekçede hukuk düzeneğinin toplumsal muhalefeti cezalandırma aracına dönüştürüldüğünü belirten Sebahat Tuncel, toplumun hukuka, mahkemelere inanç duymadığını ifade etti.
‘ADALET BAKANLIĞI ANAYASAYI İHLAL EDİYOR’
Adalet Bakanlığı yetkililerine seslenen Tuncel, “Adaleti sağlaması gereken, maddeleri tüm yurttaşlar için eşit uygulaması gereken bakanlığınız da ne yazık ki ayrımcı uygulamalara imza atmakta anayasayı ihlal etmektedir. Bakanlığınızın kontrolünde bulunan cezaevleri bu eşitsizliklerin en ağır yaşandığı alanlardan birisidir. Siyasi tutuklu ve mahkumlara karşı ayrımcı siyasetler uygulanmakta, tutsaklar pek çok ayrımcı ve haksız eşitsiz uygulamalarla karşı karşıya bırakılmaktadır” tabirlerini kaydetti.
‘İDARE MÜŞAHEDE KONSEYLERİ PARALEL YARGILAMA YAPIYOR’
Cezaevlerindeki en büyük haksızlıklardan birisinin infazı biten insanların tahliye edilmemesi olduğuna dikkat çeken Tuncel, bu süreci şöyle anlattı:
“Cezaevlerinde Kurulan Yönetim Müşahede Şuraları tutuklu ve mahkumların anayasa ve yasa ile elde etmiş oldukları hakları ellerinden almaktadır. Yönetim müşahede şuraları kendisini mahkeme yerine koymakta paralel yargılama yapmakta ve tutuklu ve mahkumlara haksız cezalar vermektedir. İdare gözlem kurulu kararlarına yapılan itirazlarda ne yazık ki formu olarak ele alınmakta ve İdare gözlem kurulu kararlarını onaylamaktadır. Ağır Ceza mahkemelerine yapılan itirazlar da tutuklu ve mahkumların aleyhine sonuçlanmaktadır.”
‘14 SİYASİ BAYANIN TAHLİYESİ KEYFİ OLARAK ENGELLENİYOR’
İdare Gözlem Kurulu kararı ile infazların ertelenmesi yahut yakılması uygulamasının daha çok Kürt Siyasi tutuklu ve mahkumlara dönük olduğunu belirten Tuncel, kendisinin de tutuklu bulunduğu Sincan Bayan Kapalı Cezaevi’ndeki durumu şöyle aktardı:
“Sincan Bayan Kapalı Cezaevi İdare Gözlem Kurulu kararı ile İçerisinde Belediye eş liderlerimizin da bulunduğu 14 siyasi Bayanın tahliyesi keyfi olarak engellenmektedir. İnfazın ertelenme münasebeti olarak da seyir defteri kayıtlarında olumsuz bilgi girişi olduğu, cezaevinin güzelleştirme programının kabul edilmediği, mülakata çıkmak istemediği, âlâ hal sistemi ve düzgün hal uygulamalarını yerine getirmediği, cezaevinin koyduğu kurallara uyulmadığı, arkadaşları ile birlikte kaldığı, pişmanlık göstermediği, slogan ve zılgıt aldığı, kütüphaneden gereğince kitap alınmadığı, HDP de Belediye eş başkanlığı yaptığı yahut HDP çalışmalarına katıldığı, v.b münasebetler gösterilmektedir.”
Tuncel, dilekçesinde tahliyeleri çok defa ve birden fazla vakit belgisiz mühletlerle engellenen siyasi bayan tutukluların isimlerini de şöyle sıraladı: Kutsal Kubilay, Zeynep Bingöl, Rozerin Kurt, Hasret Demir, Sedef Demir, Sermin Demirbağ, Sabite Ekinci, Jiyan Ateş, Rojda Erez, Hanım Yıldırım Necla Yıldız, Dilan Oynaş, Berin Sarı, Nedime Yaklan.
‘HUKUKSUZLUĞA SON VERİN’
Dilekçesinde yaşanan hukuksuzluğa son verilmesini isteyen Tuncel, “Tutuklu ve mahkumların TCK’nin 7. unsurundaki hakları ile 5275 sayılı maddedeki hakları dikkate alınması ve tahliyelerin sağlanması için bakanlığınızın sorumluluk alarak yaşanan hukuksuzluğa son vermesi, yaşanan ayrımcı uygulamaya son vermesi kadar ailelerin toplumun cezalandırılmasına da son verecektir” dedi.
Odatv.com